Gazsız işlemler Web3 teknolojisinde devrim yapacak!
Ölçeklenebilirlik, merkezsiz finans (DeFi) uygulamalarında karşılaşılan ve bu alana girişlerde büyük engeller yaratan en büyük sorunlardan biridir. Ve bir de bununla yakından ilişkili olan ve Web3 ekosistemine yeni girecek olanlar için büyük bir sorun olmaya devam eden yüksek gas ücretleri. Ancak gassız, ücretsiz işlemler Web3 teknolojisinde devrim yaratabilir!
Ethereum gas nedir?
Ethereum blockchaini üzerindeki herhangi bir işlemin gerçekleşebilmesi için gereken hesaplama gücünü ölçen bir birimdir. Ethereum (ETH) ağında gerçekleşen bir işlem için, (bu, basit bir işlem veya akıllı sözleşme olabilir), her işlem için belirli bir miktar gas gerekir.
Bu işlem için, işlemi gerçekleştirecek olan madencilere verilecek ücretin hesaplanması için gas kullanılır.
Yani bu işlemleri gerçekleştirmek için aldıkları toplam gas miktarının tutarı kadar madencilere işlem masrafı olarak ETH cinsinden ödeme yapılır. Gas, ETH’nin küçük bir parçasıdır ve madencilere ödeme yapmak yapmak için kullanılır. Gas fiyatı çoğunlukla Gwei cinsinden hesaplanır. 1 Ether = 1 milyar (1.000.000.000) Gwei’e tekabül eder).
eb 1.0, Web 2.0 ve Web 3.0 ise internet tarihindeki devrim niteliğindeki dönemlere atıfta bulunur.
Web 1.0 nedir?
Web 1.02’a kısaca değinecek olursak; internet kullanıcılarının büyük bir çoğunluğunun sadece içerik tüketicisi olduğu 1991’den 2004’e kadar devam eden dönemi ifade eder. Bu dönemde faaliyet gösteren birçok web sitesi, içerikleri bir veritabanından ziyade sunucu dosya sisteminden görüntüleyen durağan, yani değişmeyen sayfalardı.
Web 2.0 nedir?
2004’te başladığı ve günümüze kadar devam ettiği kabul edilen mevcut Web 2.0’a baktığımızda; bu kavram “platform olarak web” fikrine dayanır. Burada ise, daha çok internet kullanıcıları içerik üreterek, bloglara, sosyal ağ hizmetlerine ve paylaşım sitelerine yükleme yapar. Birçok web sayfası dinamik bir özelliğe sahip, ilişkisel veri tabanlarından içerik sunan tam özellikli web uygulamalarıdır.
Örneğin; Facebook, Twitter veya İnstagram gibi sosyal medya hesaplarımızdaki bilgilere bu platformların arkasındaki otoriteler istediği sürece ulaşabiliyoruz. Yani hesabımızı isterlerse tamamen kapatabilirler ya da isterlerse bu hesapların kontrolünü elimizden alabilirler.
Esasen bilginin bu denli merkezi güçlerin elinde olması hepimizi kaygılandırıyor. Örneğin; bugün internetle ilgili en çok tartışılan konuların başında Facebook’un bu platformda tuttuğumuz kişisel verilerimizi istihbarat birimleri ile paylaştığı yönünde gündeme gelen dedikodular ya da bilgilerimizin reklam ve pazarlama amaçlı üçüncü bir tarafla paylaşılması geliyor.
Nitekim Facebook bile Whatsapp, Instagram ve Facebook gibi uygulamalar aracılığıyla neredeyse artık tüm bilgilerimize sahip. Dolayısıyla bu sosyal medya platformları tarafından kullanılan algoritmalar tamamen bize dayatılmak istenen düşünce, ürün veya hizmetleri ön plana çıkaracak şekilde çalışıyor. Ve dahası bu algoritmalar, her zaman daha fazla ilgi görme üzerine tasarlandıkları için, genellikle daha agresif paylaşımlar ön plana çıkarılıyor.
Netflix’te yayınlanan ve bu konuyu çok güzel anlatan Social Dilemma (Sosyal İkilem) adlı belgeseli izlemenizi tavsiye ederiz.